SOSYAL MEDYA'DA TRAHED
SİTE İÇİ ARAMA
Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz!
Yazar Yazıları
BEYAZ ALTIN 
3/15/2022 10:18:41 PM
Tuzlu bir tarihe göz kırptığımızda geçmiş dönemin konukseverliğinin  bir ifadesi olmuştur ; ' ikram edilen tuz ''..

   ,Hatta tuzla buz olayım ki uluslararası ticari ürünlerden biri olarak sık sık para yerine, yani bir değişim aracı olarak kullanılmıştır. Yani demem o ki  tarihin tozlu sayfalarında tuza sahip olanlar en büyük zenginliğe sahip olmuşlardır.Ev görmeye bir paket tuz ile gitmek bugün mutluluk vermiyebilir .. !!


 Tuz için Homer kardeş  “kutsal bir madde” demişler..Neden olmasın ki ? insanların beslenme amacıyla düzenli olarak tükettiği başka  maden var mı?

 O kadar kı günümüzde tuz halen Sudan bölgesi ve güneydeki ormanlarda yaşayan yerliler tarafından para yerine kullanılmaktadır.

Bizim gençlik hülyalı belki kamyon arkası sözler ' ''

şekerden evimiz tuzdan hayallerimiz vardı. Ne yazık ki dün yağmur yağdı.''diyip Beyaz Altın serüvenimize devam edelim. 

    Hatırlar mısınız bu repliği “Akar, akar, akar” ...Böyle tuz  olmaz.. ..ÇİRKİN OLSUN ,BİZİM OLSUN..

Dolayısıyla durdukça topaklanan ve kristalleri fabrikadan çıkmışçasına aynı irilikte olmayan ve öyle kolayca tuzluktan akmayan tuzun doğal olduğunu söylemek mümkün..

  Tuzun önemini Şeyh Galip dizeleriyle pekiştirmek isterim ;

Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen

Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.


Diğer bir deyişle kâinatta ne varsa, aynı oranda insanda da vardır. İnsan vücudunda hücre dışındaki tuz oranı okyanustaki su/tuz oranına çok yakındır.Sıkı durun tuzlu tarihden zenginlik emareleri geliyor. 

Manas destanında tuz zenginlik ifade eder, Kutadgu Bilig de cömertlik ve misafirperverlik için tuz ile ilgili birçok ifadeye yer verildiği görülmektedir. Kadı Burhaneddin divanında, Yunus Emre şiirlerinde tuza ilişkin ifadelere sıkça rastlanmaktadır


Tuz kimdir ?

Bir asitle bir bazın tepkimeye girmesi neticesinde kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu bir maddedir. Sofra tuzu , Sayın  NaCl dir. Bilim'in dediği gibi NaCl da tuzdur ama sofra tuzunda sadece Na ve Cl bulunmaz, Potasyum ve Magnezyum, hatta az miktarda Calsiyum da bulunur!


     İnsan dahil tüm canlıların besin kaynaklarından olan tuz, ticari bakımdan da önemli bir maddedir. Dericilikte, hayvan besiciliğinde, su yumuşatma sistemlerinde ve kimya sanayisinde yaygın olarak kullanılır. 

   Sözün kısası bu beyaz altın ;


İnsan ve hayvan gıdası ,sanayide kullanılır buzlanmaya çok  iyi gelir. .


Gel gör ki ne dünya tarihinde ne  hikâyeler yaşamıştır .

  Zamanın da Fransa’da tuz vergisi önemli sıkıntılara yol açmıştı. Nefret edilen  Tuz vergisi toplayıcıları, özellikle kadınlardan kuşkulanır ve onlara karşı kötü davranırdı. Kadınlar bazen, vücutlarının çeşitli yerlerine sakladığı tuz torbalarıyla yakalanırdı.Mücevher çalmak gibi ,mirim inanması güç değil mi ? 

  18. yüzyılın sonlarında tuz vergisine karşı işlenen suçlardan dolayı her yıl üç binden fazla Fransız erkek, kadın ve hatta çocuk ölüm cezasına çarptırılıyordu.Tuz görünce şöyle bir arz-ı endam  edip sofranın  güzide bir  bölgesinde  konuçlandırmak şart oldu. 

Ayten için öğrendim ; 

  "İnkalar tuz üreticisiydi, Aztekler idrarı buharlaştırarak tuz yapıyorlardı.".

   Şöyle bir hikâyem ile tuz basmak ister gönlüm :

...... Eski medeniyetlerde özellikle Fransa ve italyada   büyük tuz, yemek boyunca büyük efendinin, davet sahibinin ya da şeref misafirinin yanında bulundurulurdu. Parmakla tuza dokunmak kaba bir davranış, hatta bazen talihsizlik olarak görülürdü. Bazı ortaçağ ve rönesans tabaklarında tuz konulması için küçük bir oyuk bulunurdu.Sanırım bizim çağla bandırmamız  gibi..

Rivayet edilir ki !!!

Fransız devriminin nedenlerinden biri de halkın yüksek tuz vergisine isyan etmeleridir


Şimdi gerçekten sofralarımız da ki uğruna savaşılan  para yerine geçen TUZ mu ? !!

 Çirkin olan doğaldır tıpkı eğri büğrü domates gibi.  Dış görüşünden tuzun doğallığı konusunda şüpheniz var ise, tuzun rafine veya doğal olduğunu test etmek aslında çok kolay: Yarım çay bardağı üzüm sirkesi içine 1 tatlı kaşığı tuz atın. 5-10 dakika kadar bekleyin. Sirke yeni açılmış gazlı içecekler gibi aşağıdan yukarı doğru köpürmeye başlıyor ve bir süre sonra da bulanıklaşıyorsa o tuz doğal değildir..Çok sirke telef edileceğine benzer ..Korkarım  bu sirkecilerin  çalışması olmasından. ..

    . Şaşırtıcı bir biçimde doğal tuz kristalinde de 84 element mevcuttur Ve İnsan bedeni 84 elementten oluşmaktadır  Yani doğal tuz insan vücudunun mineral ihtiyacının tamamını sağlamaktadır. Bu gerçeğe rağmen bugünkü modern tıp tuzsuz beslenmemizi öneriyor. Garazı mı var !!?

  Çok büyük konuşup ''Tuz olmadan neredeyse hiçbir şey üretilememektedir" dedim. Dolayısıyla üretim aşamasında rafine edilen doğal tuzdan geriye sadece NaCl kalmaktadır.Besinlerin çoğunun içinde bulunan tuz vücudun kan basıncının düzenlenmesini ve sıvı dengesinin sağlanmasını sağlar.Günümüzde ki modern tuzu tüketmek maalesef   birçok hastalığa temel oluşturur...Bu yazıdan sonra bendenizden  haber alamazsanız ''tuz firmalarının aşırı sevgisindendir ''..

     Aşırı  tüketiminin idrardaki kalsiyum miktarını artırması nedeniyle kemiklerde de kalsiyum kaybı görülür. Sonuç malum kemiklerde kırılma riskinin artmasına ve kemik erimesine final osteoporoz.. Atılamayan  sosyete rafine tuz  tekrar kristalleşerek direkt olarak eklem ve kemiklerde depolanır. En nihayetinde romatizmal hastalıklar ile safra kesesi ve böbrek taşı oluşumlarına kapı aralanmış olur

Madem kötü tuz el mahkûm  ..O  vakit önlem  alınmalı;


yemeği tuzsuz yapıp sofrada tuz eklemek...Zaten tadına bakmadan  atmak örfümüz  ise hakkını verelim..

 Özellikle sıcak yenen yemeklerde bu yöntemin çok işe yarayacağı rivayet edilir...

  -Sodyumu azaltılmış ürünler mutfağımızın sevdiceleri olmalı.. 

   -Deliği küçük tuzluklar seçilmelidir.Neden tuzluklarımız  üç delikli. .Derhal tek çıkışlı  tuz kapları getirile. 

   - Yemeklerin lezzetini arttırmak için farklı tatlar kullanılabilir.Baharat doğu kültürümüz şahlanmalı..Sarımsak candır. 

   -Tuzlanarak saklanan ürünlerde tuz miktarı çok fazladır. Bu ürünleri tüketmekten uzak durulmalıdır.Ben turşuyu yıkayanlardanım..Elbette çok hijyenik olduğumdan değil..

     -Bol su içilmelidir. Su ve maden sularının sodyum miktarı etiketlerinden kontrol edilmelidir.Okuma oranını düşününce etiket kontrolü hayali polyanna ..

    -Sebze meyve tüketimi arttırılmalıdır.

      -Konservelerin tuzunu azaltmak için yiyecekler yıkanarak kullanılabilir.

      -Et, balık ve tavuk ürünlerinde konservelenmiş veya dondurulmuş ürünleri değil taze olanlar tercih edilmelidir.Kavurma pratik bir yardımcı ama günümüzde gerek var mı no frostlar gücenmesin..

       -Kahvaltılık tahıl gevrekleri tüketirken düşük tuz oranlı olanları tüketilmelidir.Modern aileler için !!!

Kötü prens rafine tuzun   iyi kalpli  depresyona düşman kardeşi  Bayan himalaya tuzu varmış. 


Doğal himalaya , Baş ağrısına  özellikle migrene doğal bir yardımcıymış..

-Kanserki hücrelerin oluşumunu engelleyip uçuk,siğil,çil gibi cilt lekeleri ve aknelere düşmanmış.. 

-Sedef ve egzema iyileşmesinde doğal destekcisiymiş.

...



Ali Ağaoğlu gelmiş demiş ki ;


"Sonra, tuzu kuru insanlar değişiklik arar, egzotik tatlara da bayılırlar." - ..

Konuyla  ilgi kurmak zor olsada reklâm  bizim işimiz  olmadı .

Ne diyorduk İnsanın yediği bilinen ”tek kaya türü” olan tuz  günde 15 gr.  insan için normaldir.

Öte yandan tuz sadece yediklerimize lezzet katmakla kalmaz, bize huzur ve mutluluk verir. Yani tuzun insan psikolojisi açısından da faydaları vardır.Etrafa trend  plan tuz lambalarına  selam olsun. .


 Memleketimizde denizden, göllerden ve kaya tuzlarından tuz elde edilmektedir. Hacıbektaş, Tepsidelik, Sarıkaya, Olti, Kağızman, Kulp ve Sekili tuzlalarında kaya tuzundan tuz elde edilmektedir. 


 Damıtma en yaygın tuz giderme metodudur. Bu işlemde çok tesirli veya ani tesirli buharlaştırıcılar kullanılır. 


Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde, sodyum klorür (NACI) bedenler yakılınca geriye kalandır. 

Schüssler Tuzları adıyla literatüre gecen Dr. Schüssler 1897 yılında insan bedenlerinin yakıldığında geriye kalanın tuz olduğunu tespit etmiştir. 

 Bazı yerlerde tuz kümeleri parçalanan buzdağları gibi suyun üzerinde yüzmektedir. Lut kavminin helâk olduğu bu alanda insanlardan geriye kalan sadece tuz kitleleridir adeta.

(.Lut'un karısı, üzerine çıktığı tepeden dönüp kavmin helakına bakarak; "kavmimin helakına ağlıyorum" der ve arkasından ibretli bir şekilde helak olur.''KUR'AN'DA: "LUT KAVMİ VE KARISININ HELAKI [ARAF(7)/80-84] '' Kendilerini hakka(İslam'a) çağıran elçilerini, öldürmeye teşebbüs etmiş bu yol kesen, eşkıya ve sapık kavmin, "doğru sözlü isen haydi azabı getir" alayı arkasından ortaya çıkan senaryo, şudur:


"Yurtlarını, kuyruklu yıldız vurmuş; arkasından ortaya çıkan büyük bir deprem, şehirleri altüst ederek yutmuş. Tetiklenen volkanik patlamalarla, üzerlerine, kükürtlü (sülfürlü)-ateşli küller ve asitli yağmurlar yağmış. Depremlerle yutulan ve çöken şehirlerin üzerini, kuzeyden taşan Lut Gölü suları kaplamış. Volkan artığı kükürt ve şiddetli yağmurlar Lut Gölü'nün asidik hale getirmiş ve içindeki canlıları yok ederek, Ölü Deniz'e dönüştürmüş. Zamanla asit, tuza dönüşerek; Dünya'nın en tuzlu denizi ortaya çıkmıştır. Bugün, Ölü Deniz'in tuzluluk oranı, %30 civarındadır ve içinde hiçbir canlı yaşamamaktadır."   Bugün Ölü Deniz(Lut Gölü)'nün Ürdün tarafında  Bu kadın görünümlü "taşlaşmış heykel", Ürdün halkı arasında, "Madam Lut"(Lut'un Karısı) olarak bilinmektedir )


     Tuz terapisi ile rahatlamak mümkün. Her ne kadar negatif iyon  terapisi genellikle duvarları doğal tuzla kaplanmış yapay tuz mağaraları veya daha popüler adıyla “tuz odaları”nda doğal tuz madenlerinin mikrokliması sağlanarak yapılsa da, elbette gerçek bir tuz mağarasının etkisi görülemiyor.Terminolojiye göz kırparsak ;

      “halotherapy” Yapay tuz mağaraları oluşturularak yapılan tuz terapisi ..

      “speleotherapy”  , gerçek tuz


gerçek tuz mağarasındaki tuz terapisi..

 

 Tuz terapisi için tuz odalarından ziyade Ukrayna veya Slovakya gibi Doğu Avrupa ülkelerindeki tuz madenlerine gitmek en sağlıklısı.


   Tarihin  dönemlerinde tuza sahip olanlar en büyük zenginliğe sahip olmuşlardır. ''Tuzun kuru '' acaba buralardan mı gelir bilinmez..Ataların işine karışılmaz..Konukseverlik  ifadesi olarak ikram edilen tuz,romalılarda  sofrada servis edilirdi. Hatta  anlaşmanın bağlandığını simgelediğinden bir ziyafet sofrasında tuzluk bulunmayışı, düşmanca bir eylem olarak yorumlanır, kuşku uyandırırdı Bu kristal parçacıkları sadece gündelik yaşamı tatlandırmakla kalmamış verimlilik sembolü olmuştur..Yine bu  dönem maaş yerine tuz verilmiştir.Maaş anlamına gelen “salary” latincede tuz anlamına gelen 'salarium'dan türemiştir. Bir gelin kız dünür gitme ritüelini yaşatırsak ; 

-Hanım kızım oğlum çok  salarium  almaktadır.

 - Sağol hanım teyzem  bendeniz maaş almayı tercih edenlerdenim..

   Biliyor musunuz Hindistan da bağımsızlık savaşını Mahatma Gandi bir avuç tuzu alıp havaya kaldırmasıyla başlatmıştır..Ok yerine sanırım vikingler  duymasın. 

       İnsanoğlunun asırlardır kullandığı,  Sayın Tuz, Ortaçağda onur getiren bir madde, Rönesans’ta zenginlerin lüksü, farklı kültürde tanrı, ilaç ( böcek ısırmaları, diken batmalarında )olarak kullanılmıştır. Asker maaşlarının  ödendiği, uğruna savaşlar yapıldığı tuz ile günümüzde kullanılan tuz aynı değildir..Tuz dertlerin dermanı prensliğini devretmiştir. Yanlış büyütülmüş  hastalıkların yoksul taçsız  babası olmuştur. 


........Bildiğiniz sıradan tuzun sıradışı kısa hikayesiydi..

Dr.Almıla Suna Nizamoğlu 
DERNEĞİMİZ
MEVZUAT
İTİRAZ
DİLEKÇELERİ
HUKUKSAL DÖKÜMANLAR
ETKİNLİKLERİMİZ
AVANTAJLAR
DUYURULAR
HABERLER
GALERİ
SOSYAL MEDYA'DA TRAHED
© Copyright 2017 All Rights Reserved Trabzon AileHekimleri Dernegi Web Design and Programming Trabzon Web Yazılım